16 Ekim 2009 Cuma

Stephane Halleux
72’de Belçika’da doğdu. Küçük yaşta kendi iradesi dışında, sanatın bütün formları hakkında bilinçlenmesi için müzelere götürülüyordu. 10 yaşında, Amsterdam’da Stedelijk Müzesi’nde heykeltıraş Jean Tinguely’nin çalışmaları dikkatini çekti. Orada, herhangi bir işlevsel amaca hizmet etmeyen oyuncak benzeri yapıtların büyüleyici gücünü keşfetti.
1995 yılında, yüksek öğrenimin son senesinde, Stephane şimdiki çalışmalarına benzer ilk çalışmasını üretti. Lüksemburg’ta bir animasyon stüdyosunda kariyerine başladı, ilk olarak renklendirme yapıyordu daha sonra sayfa düzenlemesi(layout) sanatçısı oldu. Böylece 7 yıllık, kendisinden isteneni çizdiği ve başka bir şey üretmediği bir döneme girmiş oldu. Sonunda yaratıcılıktan uzak kalmak ve animasyon sektörünün ticari endişelerinden bıkıp işi bıraktı, 2.el satış yapan bir mobilya firmasında işe başladı. Bu eski hazinlerin arasında bulunmak ilk tutkusunun tekrar ortaya çıkmasına sebep oldu.
2005 yılındaki ilk sergisi o kadar başarılıydı ki kendisini tamamen heykellerine adadı.

Kendi ağzından sanatı: “Değişik şeyleri seviyorum, olmayacak karışımları; ileri teknolojiyle çok eski zamanların mekanizmalarının bir araya gelmesi mesela. Robotlar her zaman beni büyülemiştir, benim yaptığım onları bütün sınırların ötesinde karikatürize etmek, gelecekle ilgili eğlenceli bir görüş: İşte benim sevdiğim de bu, eski tarz bir gelecek hayali…”

Tekniği: Karışık (deri, metal, ahşap, atık malzemeler).

0 yorum:

Yorum Gönder